
Yüzyıllar boyunca simyacılar, kurşunu altına çevirebilmenin sırrını aradı. Artık bu efsane, tarihin tozlu raflarından çıkarak bilimsel bir gerçeğe dönüştü. Öyle ki; CERN’deki bilim adamları, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda kurşun atomlarını altına çevirmeyi başardı. Üstelik bu başarı yalnızca bir simya rüyasını gerçekleştirmekle kalmadı, evrenin en temel sırlarından birini çözmeye de ışık tutuyor.

1700’lü yılların başında Polonya Kralı August the Strong, genç bir simyacı olan Johann Friedrich Böttger’i bir laboratuvara kilitleyerek ondan tek bir şey istedi: Kurşunu altına çevirmek.

Böttger altın yapmayı başaramadı ama Avrupa porselenini keşfetti. Aradan geçen üç yüzyılın ardından, bu kez dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC), bilim insanları Böttger’in gerçekleştiremediğini başardı.

The Economic Times’ın haberine göre, CERN’de yürütülen ALICE deneyinde, kurşun iyonlarının neredeyse ışık hızında çarpıştığı anlarda altın atomlarının oluştuğu tespit edildi. Bu çarpışmalar doğrudan temasla değil, yan yana yakın geçişlerle gerçekleşti. İyonlar birbirine çarpmadan geçerken, etraflarındaki güçlü elektromanyetik alanlar etkileşime girdi ve nadir durumlarda kurşun çekirdeği üç proton kaybederek altın-197 izotopuna dönüştü.

2015 ile 2018 yılları arasında gerçekleşen bu deneylerde yaklaşık 86 milyar altın atomunun oluştuğunu kaydedildi. Ancak bu atomlar sadece mikro saniyeler kadar var olabildi. Üretilen altının toplam miktarı ise 29 trilyon gramda bir gibi neredeyse yok denecek kadar azdı.

Bu deney, antik simyacıların yüzlerce yıl önce yanıt aradığı bir sorunun modern bilim tarafından nasıl çözüldüğünü gösteriyor. O dönemlerde metafizik bir hayal olan transmutasyon, artık fiziksel gerçekliğe — her ne kadar anlık ve sembolik olsa da — dönüşmüş durumda.

Yani bu gelişme, altını ticari olarak üretmek için henüz bir kapı aralamıyor.

Altın hâlâ uzaydaki süpernova patlamaları, nötron yıldızı çarpışmaları ve magnetar püskürmeleri gibi kozmik olaylarda doğuyor. Dünya’da ise genellikle sıcak, mineralli sıvıların kayaçlara sızarak bıraktığı damarlar veya erozyonla oluşmuş alüvyon yataklarında bulunuyor.

Öte yandan, saf altın üretimi hâlâ kimyasal yöntemlerle, örneğin aqua regia çözeltisi ya da elektrolitik arıtma ile yapılıyor. CERN’deki deneyde olduğu gibi kurşunu altına çevirmek ise mümkün ama son derece maliyetli, verimsiz ve sadece bilimsel araştırmalar için anlam taşıyan bir süreç.