‘Trump barışı’!

04:0017/05/2025, Cumartesi
G: 17/05/2025, Cumartesi
Nedret Ersanel

Başkan Trump’ın Körfez ülkelerine ziyareti, Ortadoğu, Türkiye ve dünya politikalarında muğlak alanlara ışık tutuyor… ‘Haraç kesen, silah satan’, saçma sapan açıklamalar yapan bir ABD lideri profili çizen yayın ve yorumlar, bütün gerçeği yansıtmıyor… 1. Suudi Arabistan’la başlayan ziyaretin siyasi anlamlarından birisi, bölge dengelerinde artık Riyad’ın daha öncü rol oynayacağıdır. Artı, Veliaht Prens’in Kral olması da artık garanti altındadır ve geçmişten kalan, Biden hatta ilk Trump döneminin Saray

Başkan Trump’ın Körfez ülkelerine ziyareti, Ortadoğu, Türkiye ve dünya politikalarında muğlak alanlara ışık tutuyor…


‘Haraç kesen, silah satan’, saçma sapan açıklamalar yapan bir ABD lideri profili çizen yayın ve yorumlar, bütün gerçeği yansıtmıyor…


1. Suudi Arabistan’la başlayan ziyaretin siyasi anlamlarından birisi, bölge dengelerinde artık
Riyad’ın daha öncü
rol oynayacağıdır. Artı, Veliaht Prens’in Kral olması da artık garanti altındadır ve geçmişten kalan, Biden hatta ilk Trump döneminin Saray entrikaları riski ortadan kalkmıştır. (Kaşıkçı vakasını da anımsayalım.)
2. Ortadoğu’daki çatışmaları tasfiye etme, bölgeyi ‘düzenleme’, kimilerine göre ‘hazırlama’,
Trump’ın ‘master planı’
olarak belirginleşti…
3. Buna
Suriye
haydi haydi dahil. PKK/YPG ve Netanyahu da öyle. “İsrail” demiyoruz, çünkü bu ülkenin ABD angajmanının bambaşka olduğunu biliyoruz…
4.
İran
da aynı sepettedir. ABD-İran uzlaşısının yaklaştığına dair güçlü ve taze emareler var. Kimi uzmanlar tarihi boyutuyla ayrı sembolizm içerecek, Amerika’nın Tahran büyükelçiliğinin açılabileceğini dahi yazıyorlar…

5. Trump; “İran’la bir anlaşma yapmak istiyorum. Eğer bunu sağlayabilirsem, bölge ve dünya daha güvenli bir yer haline gelecek. Bu beni mutlu eder. İran’a daha iyi ve umut dolu gelecek için yeni yol önermek istiyorum. Geçmişteki çatışmaları sona erdirmeye, daha iyi ve istikrarlı bir dünya için yeni ortaklıklar kurmaya hazırım. Ben pek çok insanın düşündüğünden farklıyım. Daimi düşmanlardan hoşlanmıyorum.”

6. Trump’ın,
Husiler, Hamas, Suriye Devlet Başkanı el Şara
ve geçmişi ile iş birlikleri,
İran
’la normalleşme çabaları, bölgede ABD’nin şimdiye kadarki/tarihi ‘kırmızı çizgilerini’ silmeye giriştiğini gösteriyor. Bu başlı başına iştir ve yaratacağı etki geniş alanda stratejik dönüşüm vadediyor…

7. Söyleyebiliriz ki; ABD’nin uzun on yıllar boyunca bölgedeki bu yapıları üreterek, teşvik edip besleyerek, üzerlerinden oyunlar kurarak, ülkelerin doğal düzenleriyle oynama/yönlendirme/istikrarlarını bozma planlarını umursamıyor!

8. Türkiye bu yaklaşımda, Riyad kadar hatta bazı konularda onun da önüne geçen pozisyon tutuyor. Bu, Washington için ‘biçilmiş kaftandır’! Artık bunu anlıyoruz…

9.
Çin
bile bu bağlama entegre edilebilir. ABD’nin,
Hindistan-Pakistan
krizini çözme biçimi/hızı da aynı panoramaya dahildir…

10. Trump; “Birkaç gün önce, Hindistan ve Pakistan arasında tırmanan şiddeti durdurmak için tarihi bir ateşkese aracılık ettim. Bunu yapmak için de ticareti kullandım. Dedim ki, ‘arkadaşlar, nükleer füzeleri yarıştırmayalım, ürünlerimizi takas edelim’. Ve savaş durdu”…

11. Rusya ve Çin’in menfaatlerini ezmeden paylaştırarak, bir “
World Co.
” inşası aranıyor…
12. Tamam, nihai hedef, yeni organizasyon şemasından “büyük para” yürütmektir. Trump, “düzenleme ve iyileştirmenin, barışın” hepsinden aslan payı istiyor. Karşılığında seleflerinin bıraktığı pisliği temizlemeyi vadediyor. Bir tür, “
pax-Trumpa
” diyebiliriz…

13. Eski güvenlik, enerji, finans kabullerini değiştirerek, daha doğrusu bu alanlardaki değişime şekil vererek, herkesi bağlayacak ekonomi arayışı belirginleşiyor…

14. Öne çıkan krizleri çözmek için veya kritik ülkelere atadığı “özel temsilcilerin, büyükelçilerin” kariyerlerine bakıldığında dahi bunu görmek mümkün.

15. Trump’ın önündeki engel “zaman”. İkinci ve son dönemi olması, onun da Kongre ara seçimleri, sonrasında gelecek Başkanlık seçimleriyle bir yılını götüreceği hesaplandığında acelesi anlaşılıyor…

16. Trump, kalan zamanda, özellikle de sona doğru saçmalamazsa “en faydalı faşist” olarak tarihte yerini alabilir…

17. Türkiye özelinde bir seri kapı hızla açıldığı gibi, diğer oyuncuları da Trump’ın Ankara politikalarına katılmak yönünde kendiliğinden özendiriyor…


***


Tüm maddeler ve her birindeki ayrıntılar tartışmaya açıktır. Zaten yapıyoruz. Sadece Suriye ve YPG özelinde dahi konuşmaya başlasak sonu gelmez.
Bölgedeki tecrübe ve müktesebatımız, “güvenmek” konusunda ne kadar hassasiyet göstersek az kalacağını bize ikaz ediyor…

Öte yandan,
belirgin bir eğilim
de gözümüzün önünde gelişiyor. Yine anlıyoruz ki, Ankara bu sürecin çok yönlü ve katmanlı menfaatler üreteceğini kestiriyor. Politikalarını herhangi bir cephe ya da kutup yönünde kesinleştirmeden, az veya çok fark etmez, menfaatine ne varsa toplama gayreti içinde. Kim ‘yanlış’ diyebilir ki?

ABD ve Avrupa ülkeleri, savunma araç gereçlerinin Ankara’ya serbestçe verilmesini yüksek sesten dillendirmeye başladılar. Öyle ki, F-35, S400, CAATSA yaptırımlarının dahi aşılacağı söyleniyor. NATO, Türkiye’ye EuroFighter uçaklarının satılmasını istiyor. Amerika, havadan havaya füze satışlarına onay verdi bile. İsrail basını, F-35’lerin Türkiye’ye verilmesine ABD’nin artık sıcak baktığını, engellemek için Tel Aviv’in lobi yapmaya başladığını yazıyor…


Küçümsenemeyecek bir kesim de “
zehirli meyvelere
” dikkat istiyor. “Bunlar ne için veriliyor” ya da “savunma sanayimiz bu hale gelmişken tekrar bağımlılık yaratacak silahlar almalı mıyız” diyenler de ikna edici yanıtları hak ediyorlar…

Avrupa güvenliğinde Türkiye’nin rolü, Ortadoğu’daki yeni pozisyonumuz, Hazar ve Kafkas, Karadeniz dinamiklerindeki rollerimiz ile rahatsızlık yaratan sorunlarımızın “çözülüşü” arasında rabıta kuranlar var. Hepsi önemlidir…


Fakat Trump’ı, hasta ruhlu narsist bir faşist, savaşların en büyüğünü çıkaracak radikal psikopat olarak gören, peşin yargılı bir grubun ağır saldırılarını da tahlil etmeliyiz. Buradaki cahil kesiti, vasat medyanın mağdurlarını dışarıda tutarsak, şimdiye kadarki tüm kötülüğün pratisyenleri diyebileceğimiz “yoldan çıkmış liberal” ve “köhne demokrat” bir güruh kalıyor elimizde.


“Amerika, Trump’tan sonra hâlâ bildiğimiz Amerika mı” sorusunu, Trump’ın sebep değil sonuç olduğu gerçeğini daha anlaşılır kılmak gerekiyor.

#ABD
#Körfez
#Donald Trump
OSZAR »